İKİ TARIK AKAN
17 Eylül 2016 02:14:15
Sanat, sanat içindir
Dalgacı, sorumsuz, ben dümenime bakarım felsefesinin körleştirdiği neoliberal sanatçıların (!) baş sloganıdır bu
Kendilerini toplumdan soyutlamış sanat züppelerinin
Sermaye düzeninin açlığa mahkum ettiği bebekler bile umurlarında değildir onların
Emeklerinin karşılığını alamayan işçilerin direnişleri de
İşsiz gençlerin feryadı da
Namuslu aydınların vurup öldürülmeleri de
Ülkelerinin emperyalizme yem olması, bölünmesi olasılığı iplerinde değildir.
Demokrasi, sakızdır ağızlarında; sık sık tükürürler.
Faşizme ilk biat eden onlardır
Yobazlığa da
Sanatın hangi alanında varsalar, gerçekte yokturlar ama !..
Ben çok tanıdım böylelerini
Güce ve paraya taparlar.
Çoğu on para etmez ürünlerle çıkarlar karşımıza
Ama, hakiki sanatçı onlardır yine de !..
Yeri geldi mi, akil olurlar; yeri geldi mi, danışman filan; yeri geldi mi çaktırmadan muhbir !.. Yalaka TVlerin gülleridir onlar..
Kucaktan kucağa gezerler.
İnsanlık/toplum umurlarında değildir kısaca.
Ülkelerinin esenliği de
o o o
Tarık Akan, Yeşilçam sokak sinemasının 1970li yılların başlarında piyasaya sürdüğü yakışıklı bir jöndü
Ülke kan ağlıyordu o yıllar
12 Mart faşizmi dizginlerini koyuvermişti
Cezaevleri tıklım tıklımdı
Atatürkçü/Devrimci gençler darağaçlarındaydı
Tarık Akan, briyantinli saçları, kolalanmış gibi endamıyla güzellik salonlarından çıkmış esas kızlara göz süzüyor, ilan-ı aşk ediyordu o sıralar beyaz perdede
Yeşilçam patronları, fakir oğlan zengin kız/fakir kız zengin oğlan temalı on para etmez romantik filmlerle hem Tarık Akanları, hem de bilinçsiz kitleleri dibine kadar sömürüyor, onları düzene koşulluyor, 12 Martın faşistlerinden bol bol aferin alıyorlardı
Onlar bu haltları yerken, Selimiye cezaevindeki koğuş arkadaşım Yılmaz Güney, üst kat ranzasında bir dizini dikmiş, boş bir sanayağı kutusunun üzerinde toplumcu senaryolar üretiyordu
Yıllar geçti
Faşizm gitti, geldi
Toplum yasaları, Yeşilçamda da dayattı kendisini. Yılmaz Güney gibi toplumcu/devrimci sanatçıların önderliğinde yeni filizler verdi beyaz perde
Yolları üretti, Bereketli topraklar üzerindeleri üretti, Arkadaşları üretti.. Bir avuç namuslu sanatçının önderliğinde, Yeşilçam bataklığından başı dik bir sinema çıktı
Tarık Akan, bu müthiş değişime ayak uyduran ender sanatçılardan birisiydi. Yıllar içinde, briyantinli saçlarıyla kuklaları anımsatan aileboyu rimelli güzellere göz süzen kolalı Tarık Akan gitmiş, yerine dibine kadar emekçi, dibine kadar devrimci bir Tarık Akan gelmişti
Sadece beyaz perdede değil, toplumsal yaşamın her alanında haksızlığa karşı başını diken, her devrimci eyleme omuz veren, hastalık sürecinde bile haksızlıklara kayıtsız kalamayan bir sorumlu/toplumcu sanatçı
Onu kaybettik !
Başı dik, onurlu, halkı için canını hiçe sayan adam gibi adam sanatçılar galerisi, yeni bir çelik yıldızla biraz daha süslendi, güzelleşti
Onlar sadece orada değil, yapıtlarında ve namuslu insanların belleklerinde sonsuza dek yaşayacaklardır
Sanat, sanat içindir
Hastirin ordan !
Sanat, toplum içindir hıyarlar !..
ETİKETLER : Yazdır
Yorumlar
Yorumlar, editörlerimiz tarafından onaylandıktan sonra yayınlanır. Kanunlara aykırı, konuyla ilgisi olmayan, küfür içeren yorumlar onaylanmamaktadır.
Henüz bir yorum yapılmamış